Yıllardır kapalı olan köy okulunu dayanışma ve imece usulüyle 1 yılda 'Taş Mektep' adıyla yeniden yaşama döndüren köylüler, okulun açılışı için bir de tören düzenledi.
Mimarlar öncülüğünde, öğretim üyeleri, öğrenciler ve köy halkı ile onarılan okulda yazın çocuklara, yine gönüllülerin desteğiyle çeşitli kurslar düzenlenecek.
Gazeteduvar'dan Nergis Demirkaya'nın haberine göre, taşımalı eğitimle birlikte köy okullarının kapatılmasının olumsuz sonuçlarının tartışılmaya başlandığı bir dönemde hayata geçen yaşama dönüş hikayesinin adresi bu kez doğası ile göz dolduran Rize oldu.
Çervatoğlu'nun Anıları
Her şey, Fındıklı'nın Gürsu Köyündeki 2 sınıflı, tek katlı küçük ilkokuldan mezun olan Makine Mühendisi Ercüment Çervatoğlu’nun, 23 yıldır kapalı olan köy okulunun önünden geçerken yanındaki mimar arkadaşına, “Burası benim okuduğum okul. En çok istediğim şeylerden biri burayı ayağa kaldırmak” demesiyle başladı.
Konu kısa sürede Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nde masaya yatırıldı ve Mimarlar 'Ne yapabiliriz' diye tartışırken okulun, mimarlık öğrencileri için her yıl düzenlenen yaz kampının adresi olmasına karar verildi.
10 Üniversiteden 45 Mimarlık Öğrencisi
ODTÜ, Yıldız Teknik Üniversitesi, Bartın Üniversitesi’nin aralarında bulunduğu 10 üniversiteden 45 mimarlık öğrencisi Rize Fındıklı’daki Gürsu Köyü’ne götürüldü. Çalışmaya Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin yanı sıra Gaziantep, Eskişehir ve Trabzon şubelerinden mimarlar dahil oldu ve 10 akademisyen de bu çalışmaya destek verdi.
Gürsu Köyünde 10 gün kalan çalışma ekibi bir dizi inceleme ve tartışmanın ardından okul ve alanın düzenlemesi tasarımlarını oluşturdu. Ortaya içerisinde sınıfların, köy odasının ve dışarıda spor ve müzik etkinliklerinin yapılabileceği, 'Gürsu Taş Mektep Kırsal Planlama Projesi' çıktı.
Köy halkının evlerinde misafir ettiği, ekmeğini paylaştığı proje yürütücüleri, kağıt üzerindeki bu projeyi hayata geçirmek için kaynak bulma girişimim başlattı. Bunun arayış da uzun sürmedi ve yine imece usulü, dayanışma devreye girdi. Mimar ve mühendisler, çalıştıkları inşaat şirketlerinden çeşitli malzemeler sağladı. Çaycuma Belediyesi de kapı ve pencereleri gönderdi.
Köy Gençleri İşçiliği Üstlendi
Köy okulunun hayata dönüş hikayesinde en kolayı ise onarım süreci oldu. Çünkü köyün gençleri “siz bu imkanları sağladınız, bunları yapmak için emek gücü de bizden” diyerek tüm işçiliği üstlendi.
Yaklaşık 1 yılda çatısı yenilenen, duvarları onarılan, çevresi düzenlenmeye başlanan küçük köy okulu, 2018 yazında faaliyete geçecek. İki sınıflı okulda yazın köyü dolduran ailelerin çocukları, hatta taşımalı eğitim ile çevre köylerin çocukları getirilerek onlara yabancı dil, müzik, tiyatro dersleri verilecek. Önünde çocuklar için spor yapabilecekleri alanlar da oluşturulan okulun düğün, taziye gibi köyün ortak sevinçleri ve acıları için de herkesin kullanacağı bir mekan olması planlanıyor.
Köy okulunun açılış töreni geçen hafta Cumartesi günü yapılırken törende, projeye emek vermiş herkes yer aldı. Mimarlar, öğretim üyeleri ve davetliler, Gürsu Köyü sakinlerinin kurduğu 'halk sofrası' ile karşılandı ve neredeyse herkes köy evlerinde ağırlandı.
Bitmeyen Yol Hikayesi!
Açılış törenine sadece Göksu Köyü sakinleri değil çevre köylerden de gelenler vardı. İlk sözü hayali gerçeğe dönüşen Ercüment Çervatoğlu aldı. Okulun inşaat ve onarımında çalışan köyün gençlerine teşekkür ederek sözlerine başlayan Çervatoğlu, “Bu bir yol hikayesi ve henüz bitmedi, yeni başlıyor. Bu okuldan çok insan yetişti. Bizi bu noktaya getiren okulun yarın da yetiştireceği insanların aydınlık günlere katkısı olacak. Öğretmenlerimizin bizlere öğrettiklerini yaşatmaya çalışacağız” dedi.
Köyde dolaşırken, “Rize’nin neresindesin” diye soranlara, “Taş mektepliyim” yanıtı verdiğini belirterek söze başlayan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan ise, bu kurulan bağ ile Rize’nin de bir parçası olduklarını anlattı. Tezcan, “Birlikte taş üstüne taş koyuyoruz. Bu okul aydınlık Türkiye’nin yapı taşlarından biri olacak. Bu okul ülkeye yeniden demokrasiyi getirme okulu olacak. Birlikte aydınlığa koşacağız” dedi.
Okulda 25 yıla yakın öğretmenlik yapmış olan Turan Hindistan ise, okulun ayağa kalkmasından en mutlu olanlar arasında olduğunu belirterek, “Yetiştirdiğimiz çocuklar gurur verdi bize. Çocuklara çocuğumuz gibi okula evimiz gibi bakmıştık. Şimdi bu bayrağı gençler devraldı. Öğrencilerim değil okul arkadaşlarım diyorum, emek veren herkese teşekkür ediyorum” dedi.
Okulun Yaşama Dönüş Belgeseli
Açılış konuşmalarının ardından okulun yaşama dönüş hikayesini anlatan bir belgesel gösterimi de yapıldı. Kenan Beysülen’in yaptığı sözlü tarih çalışması niteliğindeki belgesel büyük ilgi gördü.
Ardından her açılışın olmazsa olmazı müzik dinletisine geçildi. İlk sahne alan isim yerel bir sanatçı olan Mustafa Eyüpoğlu’ydu. İlk kez köyünde sahneye çıktığını anlatan Gürsulu sanatçı, dinletiyi deyiş söyleyerek tamamladı. Köyde yüzlerce kişiyi buluşturan programın asıl bekleneni ise horondu. Tulum eşliğinde söylenen türkülerle köyde bugüne kadarki en geniş horon halkası kuruldu.
Eğitimin, 2018 yazında başlayacak olan Gürsu İlkokulu’nda ders vermek isteyen gönüllü öğretmenlere de köylülerin kapısı açık. Yıllardır kapalı olan Gürsu İlkokulu’nu imece usulüyle ayağa kaldıranlar tüm Türkiye için de örnek bir deneyimi hayata geçirmiş oldular.