banner51

Bu haber kez okundu.

ÜRETİCİDEN YANA OLMAYAN ÇAY KANUNUNU ONAYLAMIYORUZ!

Fındıklı Ziraat Odası Başkanlığı, AKP'nin TBMM Başkanlığı'na sunduğu Çay Kanunu Teklifi'ne ilişkin açıklama yaptı.

AKP tarafından meclise sunulun ve çay üreticisinin sorunlarına çözüm olması beklenen kanun teklifi, üreticiden yana olmadığı gerekçesiyle Fındıklı Ziraat Odası tarafından onaylanamdı.

Uzun süredir kamuoyunda tartışılan, çay tarımı ve yaş çay yaprağı satışı ile kuru çay üretimi ve satışına dair usul, esas ve yükümlülükleri içeren 'Çay Kanunu'nda Değişiklik' öngören 15 maddelik yasa AKP Genel Başkan Yardımcısı, Rize Milletvekili Hayati Yazıcı’nın ilk imzacısı olduğu teklifleTBMM’ye sunuldu.

         Konu hakkında yazılı bir açıkalam yapan Fındıklı Ziraat Odası Başkanlığı, üreticiden yana olmayan çay kanununu onaylaamdıkalrını belirttiler.

Taban fiyatının olmadığı, Çaykur’un adının geçmediği, üreticinin çayına fiyat belirleyemediği bir yasayı onayamalarının mümkün olmadığı belirtilen açıklamada şunlar aktarıdı:

“ Özel sektörün gölgesinde sözleşmeli tarım adı altında devasa şirketlerle 5 dönüm çaylıkta tarım yapan çiftçinin  kaybedilmiş bir pazarlığa oturtulduğu, %80’in 5 dönüm ve altında tarlalarda üretim yapan çiftçinin  emeğini alın terini ruhsatsız diye  genç çay fidanlarını söktürüp ceza veren, bölgede sosyal devlet anlayışını ortadan kaldıran ve devletin çiftçiden elini çektirip yalandan çiftçiyi koruyan bir kanunu onaylamıyoruz.

       TASLAKTAN HABERİMİZ YOKTUR

Fındıklı Ziraat Odası Başkanlığı olarak bu taslaktan haberleri olamdığı belirtilen açıklaamada, “Rize Milletvekili ve Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı kamuoyuna açıklama yaparken TBMM’ye sundukları kanun taslağının tüm tarafların onayı olduğunu açıkladı. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ile hazırlanan 38 maddelik taslak Ak Parti tarafından değiştirilmiş ve kamuoyuyla paylaşmadan alelacele meclise sunulmuştur. Bu taslak sayın Milletvekilimiz Hayati Yazıcı’nın da dediği gibi Ak Parti’nin kanun taslağıdır ve bu kanun taslağını hazırlayıp meclise götürenlerden yıllardır özel sektöre taban fiyatın altında çay satıp sömürülen çay üreticisi sırası geldiğinde yapılanların hesabını soracaktır.      Çaykur’un adının geçmediği çay üreticisinin sigortası olan sosyal devletin Doğu Karadeniz temsilcisi devre dışı bırakıldı. Devlet ve çiftçi arasındaki köprüyü yıkan bir kanun gündemde. Yaş çay fiyatını Tarım ve Orman Bakanlığı yerine Ulusal Çay Konseyi yani tamamı özel sektörün söz sahibi olduğu 2006 yılında kurulmuş ve sanki kuruluşunda tüzüğü hazırlanırken bu günler planlanmış. Ak Parti Eski Milletvekili Ali Bayramoğlu’nun Ulusal Çay Konseyi Başkanlığı’nı yürüttüğü dönemde buna benzer bir kanun taslağı  girişimi yapıldı ve kamuoyunun tepkisi sonucu geri çekildi. Şimdi yine Çaykur, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Üniversite, Türkiye İstatistik Kurumu, Türk Standardları Enstitüsü gibi devletin güzide kurumları Ulusal Çay Konseyi’nin alt gruplarına monte edilerek özel sektörün hakim olduğu Ulusal Çay Konseyi kanunla öne çıkarılıyor. Üreticinin sigortası olan kamu kurumu Çaykur, konseyin gölgesinde bırakılıyor” denildi.

    

230 ÜRETİCİ ADETA YOK SAYILIYOR

Fındıklı Ziraat Odası Başkanlığı açıklamasında, Kanunla 230 bin çay üreticisinin adeta yok sayıldığını vurgulanırken, şu ifadeelere yer verildi.

    Ulusal Çay Konseyi 2006 yılında kurulmuş Tarım, Ticaret, Sanayi, Araştırma ve Meslek kuruluşları olarak 4 alt gruptan oluşuyor. Kuruluşunda özel sektörün hakimiyeti sağlanmış. 4 grubun 2’si B ve C Grubu,  c)Sanayi Grubu 3 temsilci b)Ticaret Grubu 2 temsilci olmak üzere 5 temsilci ile özel sektörü temsil ediyor. A) Tarım Grubu Üretici Temsilcileri 2 temsilci, ç) Araştırma ve Meslek Kuruluşları Grubu, Tarım ve Orman Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı vs. devletin güzide kurumları 2 temsilci ile temsil ediliyor. Toplamda 9 temsilcinin 5 tanesini Ticaret ve Sanayi Grubu olan özel sektör temsil ediyor. Özel sektörün yetkili olduğu bir konsey 230 bin üreticinin ürettiği ürünün alın terinin bedelini belirleme yetkisi veriliyor. Bu kabul edilir bir durum değildir.

        Sözleşmeli Tarım Modeli getiriliyor. Dikkat ettiyseniz sürekli gerçek ve tüzel kişilikten bahsediliyor. Yeni bir üretici tanımı ve tüzel kişilikler yani şirketler sözleşmeli tarımda biz üreticilerin arazilerini kiralayacak zamanla satın alacak. Bugün gerçek kişiler diye tanımlanan üretici bir gün şirketlerin işçisi olarak kendi tarlalarında şirketlere çalışacak. Bunu örnekleri Sri Lanka’da ve sözleşmeli tarım modelinin uygulandığı ülkelerde yaşanmış ve yaşanıyor. %80’in 5 dönüm altında çay tarlasına sahip olan üretici ile devasa şirketlere sahip sanayici arasında yapılacak pazarlıktan sonra adil bir sözleşmenin imzalanması mümkün değildir. Çay üretiminde sözleşmeli tarım üreticinin, çiftçinin aleyhine işler çünkü çıkacak kanunun belirlediği çay alımını yapacak olan A sınıfı işletmeler sektörün devleridir. 5 dönüm çaylığa sahip bir üretici;  günde 3bin ton yaş çay alıp işleyen sanayici ile masaya oturacak ve kendi menfaatine bir sözleşme imzalayacak. Hangi akıl ve mantık bunu kabul eder?

            Rize Milletvekili ve Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı yaptığı açıklamada ‘’yıllardan beri tartışılan bir fiyat konusu var ve bu kanunla yaş çay fiyatını Tarım Bakanlığı yerine Ulusal Çay Konseyi’nin belirleyeceğini’’ söyledi. Yıllardan beri tartışılan konu fiyatı kimin açıkladığı değildir. şuanda yetki verilen özel sektörün; üreticiden düşük fiyata çay almasının önüne geçecek, çiftçiyi özel sektörden koruyacak taban fiyat uygulamasıdır. Yıllardır konuşulan özel sektörün düşük fiyata çay alma politikasıydı. Problemi çözmek yerine problemi yaratanlara yetki vermek üreticiyi korumak değildir. Bir başka madde üreticinin çay tarlalarını söktüren, üretime yasaklar getiren, engelleyen ve üreticiyi cezalandıran madde. Ülkemizdeki çay üretimi iç piyasaya yeterken çay tarlalarının sökülmesi sınırlı da olsa ithalata izin verilmesi ardından da kanunun amaçlarından birinin dünya kuru çay pazarına girmek olduğundan bahsediliyor. Mevcut tarlalarda üretilen çaylar iç tüketime yetmezken çay tarlalarını söktürüp A Sınıfı şirketlerin ithal edeceği çaylarla mı dünya pazarına gireceksiniz? Bu kanunu imzalayıp meclise sunan Rize Milletvekillerinin Rizelilikleri tartışılır oldu. Rize’de çaydan başka tarımın yapılmadığı ve alternatif tarım ürününün olmadığını bilmiyorsanız nasıl Rizelisiniz?  Sayın Rize Milletvekilleri! Rize’de ruhsatsız olan çay tarlalarını söktürdüğünüz topraklarda köylülere çayın yerine ne ektireceğinizi de kanuna yazsaydınız bari. Çaylıklarını söktüreceğiniz ve cezalandıracağınız Rizeliler ne ekecek, ne biçecek, evine ekmeğini nasıl getirecek, çocuğunu nasıl okutacak, Rize’yi terk etmeyecek, göç vermeyecek, büyük şehirlere akın etmeyecek, kimseye muhtaç olmadan alnını teri ile doğduğu topraklarda yaşamak için söktüreceğiniz çay tarlalarına ne ektireceksiniz?

 Sizin de belirttiğiniz gibi bölgenin tek geçim kaynağı çaydır ve çay üreticisinin yüzde 80’i 5 dönüm ve altında çay bahçesine sahiptir. Hazırladığınız taslaktaki tek doğru belki de budur. Yüzde 80’i 5 dönüm ve altında tarım yaptığı ve ülkemizin en küçük ölçekli çiftçisine ruhsatsız diye genç çay tarlalarını söktürüp ceza veren maddelerle dolu bir kanun taslağı hazırlayıp üreticiyi destekliyor ve  tüm tarafların onayının alındığını söylüyorsunuz. Böyle bir kanun teklifine üreticiden ve temsilcilerinden destek ve onay almadınız, alamazsınız.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol