(Haber Merkezi-Filiz ŞAN)- Ankara Kent Konseyi (AKK) Başkent Ankara Çevre ve İklim Meclisi (BAŞÇİM) Başkanı Ömer Şan, tün insanlığın varlığının temel taşı olan suya saygıda kusur etmemesi gerektiğini vurguladı.
Ankara'da 'Suyumuza Sahip Çıkıyoruz' sloganıyla düzenlenen 'İçme Suyu Depoları, Havuz ve Göletlerde Alg ve Yosun Önleyici Ultrasonik Sistemler Paneli' sonrası değerlendirmelerde bulunan Şan, küresel iklim krizi ve küresel ısınma senaryolarının direkt olarak su varlıklarını ilgilendirdiğine dikkat çekti.
BHA'dan Furkan Karataş'ın haberine göre Şan, suyun yaşamın temel kaynağı olduğunu vurgulayarak, suya duyulan saygının gerekliliğini anlattığı değerlendirmelerinde, suyun ekosistemin merkezi olduğunu ve sadece insanların değil, tüm canlıların vazgeçilmez hayat kaynağı, doğal hakkı olduğunu belirtti.
Doğa İntikam Almaz
Dünyada 2 milyar, ülkemizde ise 3 milyonu aşkın insan ve canlının 'içilebilir temiz suya' ulaşamadığına işaret eden Şan, "Ancak buna karşın başta Ankara olmak üzere kentlerimizin ilçeleri ve semtlerine adını vermiş onlarca, yüzlerce dere, ya asfalt ve betonun altına gömülmüş, ya üzerleri kapatılmış, yatakları değiştirilmiş, ıslah adı altında yok edilmiş veya üzerlerinde cadde ve sokaklar, evler yapılmış! Bu durumda doğa, kendini iyileştirme çalışırken, oluşan afet ve felaketler doğanın suçu veya sorunu değil. Doğa intikam almaz! Suç direkt insan ve dolayısıyla siyasetindir" dedi.
'Suyun Değerini Bilmeli, Saygı Göstermeliyiz'
Açıklamasında suyun hayati önemine dikkat çeken AKK Çevre ve İklim Meclisi Başkanı Şan, suyun evrende aranan en temel 'element' olduğunu ve yaşamın devamı için suya olan ihtiyacın kaçınılmaz olduğunu belirtti.
“Evrende sadece dünyamızı yaşanabilir kılan ve uzayda, galaksilerde aradığımız tek şey temelde en esaslı varlık olan sudur. Mars’ta, Ay’da ve diğer gezegenlerde su arayışımız, canlı yaşamın ve varoluşumuzun suya dayandığını gösteriyor” diyen Şan, suyun canlı yaşamın temelini oluşturan vazgeçilmezi olduğunu ifade etti.
'Olmazsa Canlı Yaşam Olmaz'
Suyun canlı yaşam için olmazsa olmaz bir unsur olduğuna vurgu yapan Şan, şöyle konuştu:
“Su olmazsa canlı yaşam da olmaz. Bizim varlığımız, ekosistemin varlığıdır. Ekosistem, insanlar, dağlar, kuşlar, böcekler, ağaçlar, balıklar, kurt, geyik, ağaç, orman ve daha birçok canlının içinde bulunduğu bir sistemdir. Biz insanlar da, su ve bu canlılar gibi bu sistemin bir parçasıyız. Ancak ve maalesef bu ekosistemi hoyratça kullanarak, doğal yaşam alanlarına geri dönüşümü olmayan zararlar veriyoruz. Küresel krizleri önleyeceksek, bu müdahalelerden vazgeçmeliyiz.”
'Suya Saygı Olmadan Kendimize Saygı Gösteremeyiz!'
BAŞÇİM Başkanı Şan, suya saygının insanın kendine olan saygısıyla başladığını ifade ederek, şunları söyledi:
“Suya saygı göstermeden, milyonlarca yıldır gelişerek bize ulaşan doğal yaşam alanlarını işgal ederek geri dönüşümsüz zararlar veriyoruz. Su yatakları değiştiriliyor, akarsuların yatakları değiştiriliyor. Suyun, kendisi de bir canlıdır ve ekosistemin bir parçası olarak bizimle birlikte var olur. Su, sadece insanların değil, bütün canlıların hayat kaynağıdır. Ekosistemin hakkı olan su, bütün canlıların ulaşma hakkının aynı derecede olduğu bir varlıktır. Hiçbir canlı kendinin suya ulaşma hakkının daha öncelikli olduğunu iddia edemez. Bu nedenle suya saygı göstermeliyiz.”
'Ekonomik Kaynak Değil Varlık!'
“Suyun ekonomik bir kaynak, para kazanma aracı, alınıp satılan bir mal, meta olmaktan ziyade çok değerli bir varlık olduğunu anlamalıyız” diyen Şan, suyun ekonomi aracı olarak görülmesine karşı çıkarak, suyun varoluşsal varlık olduğunun altını çizdi ve şöyle konuştu:
“Suda canlılık vardır. Dolayısıyla canlılığı var eden bir canlıdır, varlıktır. Su, ekosistemin dengesini sağlayan bir unsur olarak hayati ve varoluşsal bir başrol oynar. Su kaynaklarını sadece ekonomik fırsatlar olarak değil, bir varlık olarak görmeliyiz. Suya saygı göstermek, doğal yaşam alanlarını korumak anlamına gelir. Bugün bir yandan yanan ve yakılan, kesilerek ranta açılan ormanlarımız, imara açılan yayla ve meralarımız, ovalarımız, sahillerimiz bunun en net göstergesidir. ”
'Kendimize Saygı Göstermeliyiz!'
Ankara Kent Konseyi ve bünyesindeki Çevre ve İklim Meclisi olarak sürekli suya saygıyı öne çıkarıp öncelediklerini anlatan Şan, değerlendirmelerini şöyle tamamladı:
“Suya saygıyı öne çıkarmadan, milyonlarca yıl boyunca kendini geliştirerek bize ulaşan doğal yaşam alanlarını işgal ederek, geleceğimize ve dolayısıyla kendimize geri dönüşümsüz zararlar veriyoruz. Su, hayatın temel taşıdır. Bu taşı yerinden oynatmamalıyız! Suyu korumak ve saygı göstermek, geleceğimizi güvence altına almak demektir. Gelecek ve gelecek nesiller olmayacakmış gibi davranmaktan vazgeçmeliyiz. Küresel güçler, hükümetler ve egemenler artık bunu anlamalı, buna göre planlamalar yapmalı. Küresel iklim krizi ve küresel ısınmaya uyum değil, önleyici politikalar geliştirilmeli.”